Demre Escort Selin ile Sikişin Antik Ateşi

Demre, Antalya’nın Likya tarihine kucak açan, sakin ve büyülü bir kasabası. Gündüzleri, Myra Antik Kenti’nin kaya mezarları gökyüzüne uzanır, Noel Baba Kilisesi’nin taşları dualarla dolar, portakal ve nar bahçeleri tatlı bir koku salar. Deniz durgun, hava ılık, sokaklar taş evler ve zeytin ağaçlarıyla çevrilidir; burası tam bir huzur limanı. Gündüz balıkçılar ağlarını onarır, turistler antik tiyatroda hayallere dalar, köylüler bahçelerde çalışır; hayat burada yavaş ve dingindir, güneş her şeyi yumuşak bir ışıkla kaplar. Ama güneş batıp gölgeler uzadığında, Demre’nin sakinliği yerini başka bir ruha bırakır. Antik taşlar ay ışığında parlar, portakal kokusu ter ve tutkuyla karışır, kasaba sexin antik bir ateşine dönüşür. Gündüz tarih koklayanlar, gece zevkin peşinde uyanır; rüzgârın fısıltısı, azgın inlemelerle dolup taşar. İşte bu Demre gecesinde, yarrak hastası escort Selin ile tanıştım. Selin, yirmilerinin başında, uzun siyah saçları sırtına dökülen, zeytin tenli, incecik bedeniyle dolgun göğüsleri ve kalçalarıyla çıldıran bir kadın. Sikine düşkün, her an onu avlamak isteyen bir Likya kraliçesi; seni gözleriyle tutuşturur, ağzıyla, amıyla, götüyle sikini ateşe atar. Onunla geçirdiğim gece, Demre’nin serin havasını tutkuyla doldurdu ve bana Demre Escort sikişin nasıl bir antik yangın olduğunu öğretti. Selin, sikine tapınan bir yarrak hastası; onun topraklarına düşersen sikini hazır tut, çünkü ya seni göklere çıkarır ya da küllerinde bırakır.

O gece her şey Noel Baba Kilisesi’nin avlusunda başladı. Selin’i taş duvarların gölgesinde gördüm, üzerinde dar bir elbise, göğüsleri kumaşı geriyor, dudaklarında koyu bir kırmızılık parlıyordu. “Demre benim sikiş mabedim,” dedi, sesi duaları bastırarak, “ve ben yarrak hastasıyım, sikini yakarım.” Gözleri antik taşların gizemini taşıyordu, vahşi bir gülümseme dudaklarından eksik olmuyordu. Kilisenin loşluğunda bana yaklaştı, elini boynuma doladı, “Burayı kutsal sanırlar, ama ben sikini anında alırım,” diye fısıldadı. Elbiseyi sıyırıp taş bir sıraya yayıldı, bacaklarını açtı; hava portakal, toz ve am kokusuyla doldu. Sikim ona çekildi, eliyle beni yakaladı, “Yanmaktan korkma,” dedi, ve amı sikime değdi. O an Demre’nin serin gecesi tutuştu; taşlar inlemelerini yankıladı, rüzgâr saçlarını savurdu. Selin’in yarrak hastası yanı ortaya çıktı, sikimi sıktı, emdi, oynadı, diliyle antik bir melodi çaldı. “Bu sadece kıvılcım,” dedi, dudakları sikimin ucunda kayarken, “sikiş benim ateşim.”

Sahile indiğimizde, Demre’nin ritmi çıldırdı. Deniz kıyısında dalgalar usulca vuruyordu, ay ışığı kumu gümüşe boyamıştı. Selin, kumların üstünde kalçalarını salladı, “Demre Escort sikiş burada alevlenir,” dedi, ve elbiseyi kuma attı. Dolgun götü ay ışığında parlıyordu, sikimi bir yangına çağırıyordu. “Bu sahilde sikini benden kurtaramazsın,” diye güldü, kuma diz çöktü, götünü havaya kaldırdı. Dalgalar ritim tutarken, o sikimi eline aldı, “Demre’de sik benim,” dedi, gözleri azgınlıkla yanıp sönerek. Gecenin serinliği, onun inlemeleriyle ısındı; sikimi sıktı, amına sürdü, yarrak hastası olduğunu her hareketiyle kanıtladı. Kum taneleri tenine yapışırken, rüzgâr saçlarını uçurdu, Selin’in götü sikimi bir dansa çekti. Bu bir gece değildi, bir sikiş senfonisiydi; dalgalar tempo tuttu, yıldızlar sahneyi izledi.

Gece ilerledikçe Selin beni bir zeytin bahçesine götürdü. Antik Demre’nin ışıkları uzaktan kaybolmuş, ağaçlar arasında sadece rüzgârın uğultusu vardı. “Bu bahçe benim sikiş tapınağım,” dedi, elbiseyi bir dala astı, çıplak bedeni ay ışığında zeytin karası bir gölgeye dönüştü. Zeytin çiçeklerinin kokusu havadayken, Selin sikimi avladı, yarrak hastası bir açlıkla ağzına aldı, emdi, yaladı, dişleriyle hafifçe ısırdı. “Beni sakin sanma,” diye kahkaha attı, sesi ağaçları titreterek, “ben antik bir alevim.” Bahçede her sikiş bir dalga gibiydi, her nefesi sikimi daha çok istedi. Götünü bir ağaca yasladı, “Sikini bırakmam,” dedi, ve amı sikimi sardı, sıcak ve ıslak. Selin’in enerjisi Demre’nin gecesini bir yangına çevirdi; dallar sallandı, zeytinler yere döküldü, rüzgâr inlemelerine eşlik etti. Çimlere uzandık, terimiz toprağa karıştı, Selin sikimi amından çıkarıp götüne kaydırdı, “Bu gece sonsuz,” dedi, ve beni içine aldı. Bu bir sikiş değil, tam bir antik ateşti; doğa onun ritmine kapılmıştı.

Sabaha doğru Demre’nin tepelerine, bir antik mezarın yanına çıktık. Myra’nın kaya mezarları aşağıda uzanırken, Selin kayalara oturdu, “Demre Escort sikiş burada zirveye çıkar,” dedi, bacaklarını açtı, “ve ben sikini burada taçlandırırım.” Hava serin, rüzgâr tenine değiyordu ama Selin’in bedeni yanıyordu; sikimi eline aldı, amına sürdü, “Huzuru unut, ben yarrak hastasıyım,” diye güldü, sesi mezarlarda yankılandı. Götü sikimi çağırdı, kayalara yaslandı, her hareketi vahşi ve ritmikti; rüzgâr onun inlemeleriyle doldu, antik taşlar onun çığlıklarına tempo tuttu. “Beni söndüremezsin,” dedi, sikimi sıkarken, ve bir kez daha amına aldı, sonra götüne kaydırdı, sırayla her yerini bana sundu. Demre’nin manzarası, Selin’in sikişiyle bir destana dönüştü; tarihin sessizliği bile onun ateşini bastıramadı.

Son durak, Demre’nin gizli bir koyuydu, denizin kayalara çarptığı, kimsenin uğramadığı bir sığınak. Selin kayalara tırmandı, “Burada sikini ateşe adarım,” dedi, ve amını açtı. Rüzgâr saçlarını savururken, sikimi ağzına aldı, yaladı, emdi, diliyle antik bir serenat çaldı; yarrak hastası enerjisi kayalıkları titretti. “Yavaşlık mı istiyorsun?” diye alay etti, “Onu dalgalara gömdüm.” Kuma yayıldık, dalgalar ayaklarımızı ıslatırken, Selin sikimi amına aldı, hızlandı, inlemeleri koyu doldurdu. Götünü bana sundu, “Bitirelim,” dedi, ve sikim içindeyken çığlık attı. Her sikiş bir zaferdi, her dalga onun ritmine uydu; Demre, Selin’in azgınlığıyla yeniden doğdu.

Selin ile Demre’de geçen gece, kiliseden koylara, bahçelerden mezarlara uzanan bir zevk yangınıydı. Sikimi avladı, amıyla alevlendirdi, götüyle çıldırttı, her anını bir ateşe çevirdi. “Sikiş benim krallığım,” dedi son olarak, dudakları ıslak ve rüzgârla titrerken. Sikinde dayanıklılık varsa, Selin seni bekliyor. Ama dikkat: Bu Demre yarrak hastası escort, sikleri amıyla antik bir küle hapseder.